İHA’larla Gelen Devrim

Artık tüm dünyanın da bildiği gibi Türkiye son yıllarda, İHA’ları operasyonlarda uçaklardan bile daha aktif ve verimli kullanarak yüzlerce kara hedefini yok etti. Burada herkesi şaşırtan kısım ise, yok edilen hedefler arasında çok sayıda hava savunma sisteminin de bulunması idi. Üstelik bu sistemlerin kimisi eski iken kimisi ise son 10 yılın ürünü idi.

Yine bazıları düzensiz orduların elinde iken en son Karabağ’da imha edilenler (her ne kadar üst seviye olmasada) Rusya tarafından eğitilip donatılan Ermenistan ordusunun elinde idi. Tabi İHA’larla orta ve kısa menzil hava savunma sistemleri üzerinde neredeyse tüm kombinasyonları denedik ve başarılı olduk.

(Burada konuya küçük bir parantez açacak olursak. Bu operasyonlardaki tüm başarının İHA’lara bağlanması yanlıştır. Evet İHA’lar çok iyi iş çıkardı. Ama bu başarının alt yapısını iyi eğitilmiş TSK personeli, kaliteli istihbarat ve güçlü elektronik harp kabiliyeti oluşturdu diyebiliriz. Üstelik kullanılan tek İHA Bayraktar TB2 değildi. Özellikle Suriye operasyonların da Anka’da en az Bayraktar TB2 kadar rol aldı. Tabi burada MAM-L gibi bir mühimmatı geliştiren ROKETSAN’ı da unutmamak gerek. Emeği geçen herkesin ayrı ayrı eline sağlık.) (Bkz; YENİ İHA’LAR | ANKA-AKSUNGUR VE BAYRAKTAR AKINCI)

Yeni İHA insansız hava aracı silahlı taarruzi akıncı aksungur

İhaların hava savunma sistemleri konusunda denemediği 2 şey kaldı. Birincisi uzun menzilli hava-hava sistemlerine karşı taarruz. İkinci si, katmanlı hava savunma sistemlerinin bulunduğu bir alana taarruz. Tabi bu görevler için TB2 ve MAM-L biraz yetersiz gelebilir. O görevler konusunda da, muhtemelen Bayraktar Akıncı büyük işler başaracaktır. Ki zaten Selçuk Bayraktar da, bazı röportajlarında bu konuya birkaç kez değinmişti.

Tüm bunları toparladığımızda Türkiye, daha doğrusu TSK, tüm dünyaya 3 şey öğretti veya hatırlattı diyebiliriz;

Birincisi, tüm dünyaya İHA’ların ne kadar etkili ve tehlikeli olduğunu öğretti / hatırlattı. Tüm dünya gördü ki, kısa ve orta menzil tüm hava savunma sistemleri, özellikle iyi eğitimli personel tarafından kullanılmaz, elektronik harbe dayanıklı olmaz ve ağ merkezli görev yapmazsa, İHA’lar için çok kolay bir av olacak. Ama daha önemlisi bu üç şartı yerine getirse bile belki de yine tam güvenliği sağlayamayacak. Yani İHA’lar için özel olarak çalışma yapmak gerekecek. Ki Ruslar da bunun için çalışan başlattı zaten.

İHA'lar

İkinci, tüm dünya sayemizde ihaların uçaklardan ve helikopterler den rol çalma zamanının gelmiş olduğunu gördü. Üstelik onlara nazaran daha az risk ve daha az maliyetle. Bunun yansımaları muhtemelen önümüzdeki yıllarda havacılık pazarına yansıyacak ve artık, İHA’ların sadece keşif gözetleme vs. görevler için değil, hava savunma sistemleri başta olmak üzere kara hedefleri vurmak için geliştiridiğini hatta özellikle bu alana yoğunlaştığını göreceğiz. Tabi buna paralel olarak, İHA’lara karşı savunma alanında da ayrı bir sektörün oluştuğunu görmüş olacağız. (Bkz; BAYKAR’IN İNSANSIZ SAVAŞ UÇAĞI PROJESİ MİUS)

Üçüncüsü ise kara hedeflerinin artık hava tehtidlerine karşı çok daha korunaklı olması gerektiği görüldü. Yoksa karada ki tüm hedefler ihalar için çok kolay bir hedef olmaktan kurtulamayacaktır. Çünkü ihalar savaş uçakları gibi hızlı, helikopter ler gibi de alçak irtifadan uçmuyor. Yüksek/orta irtifalarda uzun süre uçarak, adeta bir atmaca gibi avını arıyor, gerekirse takip edip en uygun anda saldırabiliyor.

Yani uygun zamanı ve açıyı bekleyerek hedefini yok edebiliyor, böylece de bir nevi İHA’lardan kurtulmak imkansız hale geliyor. (Suriye de bir Rus muhabir, “Türk İHA’ları hareket eden her şeyi vuruyor, motorsikletleri dahi” diyordu). Bu sayede, özellikle üst kısmı, yanlara göre daha zayıf bırakılan tank ve zırhlı araçların yeniden elden geçmesi gerektiği, hem zırh hem de elektronik konusunda yeni teknolojilere ihtiyaç duyduğu görüldü. Tabi bu da yine kendi alnında yeni bir sektör yaratacaktır.

Tüm bunların yanında, konuya başka alanlardan bakacak olursak, Hava savunma sistemi ve tank imha edebilen bir İHA’nın, hücumbot ve korvet gibi nispeten küçük gemilere karşı da başarılı saldırılar yapmayacağını kimse iddia edemez.

Yine başka bir açıdan, nasıl HSS’ler bu yeni teknolojiye hazırlıksız yakalandı ise, savaş gemilerinin de küçük, hızlı ve silahlı insansız botlara karşı aynı şoku yaşamayacağını kimse garanti edemez? Gemi radarları 10/15 mt uzunluğunda düşük radar kesitine sahip bir botu kaç km de fakedebilir? Muhtemelen 10 km nin altında bir mesafe de. Peki bu araçlar üzerinde UMTAS benzeri silahlar taşırsa ve bir anda (10/15 yıl sonra) füzeyi ateşlerse? Örnekler ve ihtimaller uzar gider…

Özetle İHA’larımızın başarısı, askeri alanda yeni teknolojilerin farkedilmesinde dönüm noktası oldu diyebiliriz. Öyleki bu başarı, Rusya ve ABD gibi ülkelerin bu alana daha çok ağırlık vermesine ve bu tehditlere karşı önlemlerin ilk sıraya yerleşmesine sebep oldu diyebiliriz. Umarım bu başarı çok daha geniş çerçeve de devam ettirilir ve hem savunma da hem de saldırı da bu alanın liderlerinden olmaya devem ederiz.

Bir yorum bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi*