Türkiye’nin havacılık gündemi her zaman olduğu gibi yoğun bir dönemden geçiyor. Bizde bu yoğun gündemde merak edilen soruları sizler için Makine Mühendisi Fazıl Altay’a sorduk. Keyifli okumalar…
Contents
Türkiye’ye F-16 Teklifi
Soru: Fazıl Bey, öncelikle merhaba. Size ilk olarak ABD’nin Türkiye’ye F-16 teklif etmesi hakkında ne düşündüğünüzü sormak istiyorum. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Reuters, Türkiye’nin ABD’den 40 adet F-16 ve 80 adet Blok 70’in modernizasyonu için gerekli ekipmanları talep ettiğini iddia etmiş ve İbrahim Kalın bu iddiayı doğrulamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bugün yaptığı bir konuşmada teklifin ABD tarafından geldiğini söyledi. Sizce almamız durumunda F-16 Blok 70’ler HvKK’ye ne katar? ABD’nin bu satışa onay vereceğini düşünüyor musunuz?
Cevap: Cumhurbaşkanımız Erdoğan bugün yaptığı açıklamada satışın ABD tarafından teklif edildiğini ifade etti. Blok 70 seviyesinde ilave F-16 alımı, mevcut F-16’larımızın modernizasyon ve bakım için yerde olduğu dönemde harbe hazır F-16 adedini arttırabilecek bir seçenek olarak ortaya çıkmıştır. Her ne kadar Türkiye’ye verilmesi düşünülen uçakların tam özelliklerini bilemesek de, AESA radarlı olması hava-hava angajmanlarında daha da uzun menzil kabiliyetine taşıyacağı normal şartlarda mümkündür. (Bkz; F-16 Alımı için ABD’ye Mektup Gönderildi)
Hava-yer için mevcut silahlarımızın angajman menzili açısından bu radarla ilave kazanacağı bir yetenek bulunmamakla birlikte, Blok 50+ versiyonda yer alan APG-68 (v)9’dan daha yüksek çözünürlüklü yeryüzü haritalama (SAR) özelliği beklenebilir. Hava Kuvvetlerinin hali hazırda ASELSAN ile birlikte F-16’lara yerli AESA radar entegrasyon projesi olduğu ve uçak üzeri testlere hazır durumda olunduğu IDEF 2021’de ifade edilmiştir. Blok 70 satışı eğer Türkiye’ye bir baskı unsuru olarak kullanılmayıp gerçekleşir ise, AESA APG-83 radarının ABD orijinal versiyonu ile aynı olmayacağı çok yüksek ihtimaldedir. Türk Hava Kuvvetleri’nde F-16’nın bilinen bir platform olması lojistik ve eğitim ihtiyaçlarında zamanı kısaltarak Blok 70lerin operasyonel olmasında diğer platformlara göre daha büyük kolaylıklar sağlayabilir.
F-16 için Kongreden İzin Çıkmaması Durumunda…
Soru: ABD’nin F-16 teklifine kongreden onay çıkmaması durumunda sizce nasıl bir yol izlememiz gerekiyor? Bildiğiniz üzere Türkiye, İngiltere’ye S/İHA satışı için çeşitli opsiyonlar sundu. İngiltere ile Milli Muharip Uçak projesi konusunda da ciddi işbirliklerimiz mevcut. Ayrıca Rusya tarafında zaman zaman MMU projesine katılabilecekleri ve Türkiye’ye uçak satabilecekleri yönünde açıklamalar yapılıyor. Bu durumda İngiltere, Rusya veya başka bir ülke ile savaş uçağı konusunda çalışabilir miyiz?
Cevap: İngiltere, Rusya veya diğer bir ülkeden hazır alım bir savaş uçağına geçiş için harcanacak lojistik, eğitim ve diğer çabaların tamamının TÜRK KARTALI, MMU TF-23 üzerinde toplanması, MİUS ve MİUS’un 2 motorlu daha büyük versiyonunun da geliştirilmesi Türkiye için Stratejik karardır. Taktik Hava yer desteği için TB2 yanında AKINCI, Aksungur gibi daha ağır mühimmat kullanan SİHA’ların terörle mücadeleye kaydırıldığı durumda, buradan tasarruf edilen F-16’larımızın asli görevlerinde hava-hava ve konvansiyonel savaş hava-yer olarak görevlerini başarı ile icra edecek imkanları zaten bulunmaktadır.
Yakın hava tehdidi olarak adlandırılacak tehditlerimiz sadece Yunanistan Hava Kuvvetleri için önem arz etmektedir. Yanına aldığı müttefik görünümlü devletlerin de hava gücü düşünüldüğünde Yunanistan’ın bir saldırısı durumunda mevcut F-16 savaş uçaklarımız ve Asimetrik diğer silah sistemlerimiz ile Yunan Askeri ve Stratejik Hedeflerine yıkıcı darbelerimiz zaten olacaktır. Sonucunda Türkiye’nin yakın Yunan adalarını Fethi ile sonuçlanacak bir kumara girmeyecek hesabı Yunanistan’ın yapması kendi menfaatinedir. Aksi durumda kendisi olacak sonuçlara katlanmak zorunda olacaktır. Yunanistan’ı bu davranışlara başta ABD olmak üzere Fransa ve diğer NATO müttefiklerimiz (!) yönlendirmektedir. Türk Silahlı Kuvveleri (TSK) bir defa savaşa başlarsa Akdeniz ve Adalar denizinde bir daha T.C.ne kıta sahanlığı, deniz yetki anlaşması gibi sorunları oluşturmayacak biçimde kazanımlar elde edip sonra barış anlaşması imzalayacağı, WeareNATO değil, WeareTÜRK diyeceğine eminiz.
Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS)
Soru: Uzun bir süredir beklediğimiz düşük RCS’li ve turbofan motorlu muharip İHA projesi MİUS’un kavramsal tasarım görselleri ortaya çıktı ve Baykar yetkilileri MİUS’un özellikleri hakkında birtakım açıklamalarda bulundu. Peki ya siz MİUS’u nasıl buldunuz? MİUS’un Hava ve Deniz Kuvvetlerimize neler kazandıracağını düşünüyorsunuz? Hava Kuvvetlerimizin ara uçak ihtiyacını kapatması için MİUS yeterli olabilir mi?
Cevap: MİUS gibi platformlar insanlı platformlara göre temelde 2 avantaja sahip olacaktır. İlki platform kaybı pilot kaybı ile ile sonuçlanmadığı için her zaman sınırlarında kullanılabilir. Diğer avantaj ise insansız olması nedeni ile insanın görev limitlerine bağlı değildir. Nedir bu limitler? MIUS gibi otonom ve yapay zeka destekli platformlar eğer tasarımında yapısal dayanımları buna uygun üretilmişse bir pilot gibi 12 saniye kadar +9 g limiti ile sınırlı değillerdir. MİUS’un >+9 g limiti karşısında insanlı +9 g limitli bir uçağına göre daha fazla manevra imkanı doğacaktır. MIUS üzerinde AESA Radarı da bulunacaktır. (Bkz; https://twitter.com/altay_fazil/status/1417580092260241416)
Bir hava-hava savaşı esnasında ilk dalgada düşman insanlı savaş uçaklarının MIUS ile yıpratılması ve arkadan gelecek MMU TF-23 ile insanlı hava hakimiyetinin 2. Katman olarak sağlanması Türk Hava Kuvvetlerine büyük bir çarpan oluşturabilir. Nasıl kara-deniz platformlarının hava savunması katmanlı ise, havadaki hakimiyet de katmanlandırılarak ideal görev paylaşımı yapılabilir.
Bu doktrin çok daha yeni ve denenmemiş olduğu için biraz da konuyu MİUS’u küçümsemek maksadı ile insanlı uçakların yerini alamaz şeklinde kasıtlı yayınlar yapıldığı gözlenmektedir. Kimse insanlı uçakların bittiğini ifade etmemektedir. Bunun yerine insanlı uçaklarla da birlikte çalışacak ve insanlı uçaklara göre belirli alanlarda avantajları olan bir savaş uçağı platformu olarak MİUS planlanmaktadır. MİUS’u eleştirmeye çalışanların büyük kısmının ABD ve İsrail platformlarının yeteneklerini abartmak için çaba içinde olduğunu gözlemliyoruz. MİUS’un Ukrayna’dan alınacak Turbofan motoru yerlileştirilip ilerde dönemde üretilecek MİUS’lar için kullanılacağı değerlendirilmektedir. Anadolu ve Trakya gemilerimizin ileri hava savunması için de çok değerli platform olacağı ve bu gemilerimize büyük katkı oluşturacağı tartışmasızdır.
Savunma Sanayii Projelerinin Ara Uçak İhtiyacına Etkisi
Soru: Son sorum savunma sanayii ürünleri hakkında olacak. Türkiye’nin F-35 projesinden çıkarılması ile birlikte oluşan boşluk nihai olarak Milli Muharip Uçak seri üretime girip operasyonel olunca kapanacak. Bu sürece kadar Gökhan Füzesinden Hava SOJ’a kadar birçok savunma sanayii ürünü envantere dahil olacak. Sizce bunlardan en değerli olanları hangileri? Ara dönemde, savunma sanayii ürünleri ile hava üstünlüğünü sağlayabilir miyiz?
Cevap: Bu soruya cevap vermeden önce bizim hava hakimiyeti kurmak için hangi ülke ile havada savaşacağımızı düşünmek lazım. Rusya veya ABD ile savaşacak isek F-35’lerimiz olsa bile ne kadar etkin olabilecek? Rus uçağını düşürdüğümüzde F-35’imiz yoktu. Rusya ile savaşsak savaşı devam ettirmek için F-35’imizin olması yeterli mi? ABD’ye veya Yunanistan’a karşı F-35’lerimiz kalkış yapabilir miydi? F-35 uçağına kalkış öncesi girilen Kullanıcı Adı ve ŞİFRE’yi ABD bu tür kriz anlarında bize açık tutmaya devam edecek mi? Elbette etmeyecek. İngiliz pilotun Kullanıcı adı ve Şifre problemi ile nasıl uçamadığı ve yerde kaldığı videoyu hepimiz biliyoruz. Ülkemizde Youtube her nedense (!) erişim engeli getirilse de bu video bazı sitelerde bulunmaktadır. (Bkz; https://fazilesadaltay.wixsite.com/stealtherrorf-35 )
Bu durumda MMU TF-23 gelene kadar bize hava tehdidi sadece Yunanistan’dan gelebilir. Biz de Yunanistan’ın neler kaybedeceğini zaten anlattık. Asimetrik silahlarımızın menzilindedir Yunanistan. İsrail’in Türkiye’ye örtülü operasyonları PKK üzerinden olabilir. PKK’yı destekleyerek Proxy bir savaş verebilirler. İsrail’in Türk Hava Kuvvetleri ile savaşmayacak kadar mantıklı düşüneceğini biliyoruz.
Görüş ötesi ramjet Gökhan füzesi elbette çok büyük bir çarpan olacaktır. Hava SOJ’da düşman kara radarlarının baskılanması için standoff Jamming için önemli olacaktır. SOJ’un hava-hava savaşı yaşanan sahada kullanımı risklidir. Bunun yerine hava hakimiyeti olan sahalarda düşman radarlarına etkisi söz konusudur.
Fazıl Bey’e, sorularımızı cevapladığı için teşekkür ederiz.
Önerilen İçerik: Seçim Anketlerinin Sonuçları
