Kafanızda kocaman bir şapka ile Kızıl Meydan’daki nöbetinizin bitmesini bekleyen bir Rus polisi olduğunuzu düşünün. Etraftaki insanların neden koşuşturduklarını anlamaya çalışırken, önünüzde uzanan meydana güzelim Rus uçaklarına hiç benzemeyen, kapitalist dünya’ya ait olduğu hemen anlaşılan, çirkin küçük bir uçağın indiğini düşünün. Herhalde rüya görüyorum diye gözünüzü birkaç kez ovuşturursunuz. (Bkz; YERLİ UÇAK GEMİSİ NASIL OLACAK? | MİLLİ UÇAK GEMİSİ)
Durumun ne olduğunu az çok anlayınca da konuyu bir üst yetkiliye nasıl aktaracağınızı kara kara düşünürsünüz herhalde; ‘’Yoldaş Praporshchik(Polis Müdürü), Kızıl meydan’da bir uçak var! Ne emrediyorsunuz?’’ Polis Müdürü’nün konuyu anlamak için defalarca aynı soruyu sorduğuna eminim.’’ Kızıl Meydan’da uçağın ne işi var? Dün akşam votkayı fazlamı kaçırdın Yoldaş?’’
Contents
50 SAAT UÇUŞ TECRÜBESİ, 18 YAŞINDA BİR PİLOT!
Kiralık bir uçak, 50 saatini yeni bitirmiş 18 yaşında amatör bir pilot ve günümüz koşullarında bile çılgınca sayılabilecek uzun bir uçuş…
50 saat uçuş sonrasında brövesini alan Alman pilot Mathias Rust, kendisini denemek için bir yolculuğa karar verir. Almanya’nın Hamburg kenti yakınlarında bulunan Uetersen Havaalanı’ndan kalkan Mathias, ilk olarak Faroe Adalarına uçar. Faroe Adalarının Hamburg’dan kuş uçuşu 1363 kilometre (847 mil) uzaklıkta olduğunu hatırlatalım!
Yaklaşık altı, yedi saat sürecek bu uzun uçuşu yapmak için uçaktakı koltuklar çıkarılır ve yerine yedek yakıt depoları konulur. Bu yakıt depolarının çalışması için elektirikle çalışan bir pompa yerleştirilir. 50 saatlik uçuş tecrübesi ile bu kadar uzun ve acımasız Kuzey Denizi üzerinde uçmanın tam delilik olduğunu da küçük bir not olarak ilave edelim. Uçağı kiralayan firmanın veya şahsın, Mathias Rust gibi tecrübesiz bir pilota uçağı teslim etmesi de ayrıca bir muamma.
FAROE ADALARI VE ARDINDAN İZLANDA!
Faroe Adalarına kazasız belasız ulaşan Mathias yakıt ikmali yapar ve hiç vakit kaybetmeden 690 kilometre(430 mil) batıda bulunan İzlanda’ya uçmaya başlar.
Buraya kadar anlattıklarımız bile birçok pilotun tüylerini diken diken edebilir. Mathias Rust’un uçuş yaptığı bölgeler dünya’da havacılar açısından en zor koşullara sahip bölgelerdir. 60-70 knotlara ulaşan seviye rüzgarları, buzlanma, yakıt bitme tehlikesi…Hepsi bir araya gelince pilotun gözüne uyku girmez.
İzlanda’da bir süre kalan Mathias Rust, tekrar uçuşa başlar. Bu sefer hedef Norveç’in batısında yer alan Bergen kentidir. Faroe Adalarında ikmal yapmadan aralıksız 1457 kilometre (905 mil) uçar.
UZUN UÇUŞLARLA KENDİNİ DENEDİ!
Kendi ifadesine göre Kızıl Meydan’a inme fikri bu uzun seyahatten önce kafasında oluşur. Daha sonra anlattığına göre 1986 yılında Amerikan Başkanı Ronald Reagan ile Sovyetler Birliği Başkanı Mikhail Gorbaçov arasında Reykjavik’de gerçekleşen başarısız görüşmeler, Kızıl Meydan’ a inme fikrinin oluşmasında ana unsur olur.
Bergen’de kısa bir süre dinlendikten sonra Helsinki-Malmi Havaalanı’na inen Mathias, ikmal sonrası hiç vakit kaybetmeden kalkar ve kuleye Stockholm’ e gideceğini belirtir. Fakat Helsinki yaklaşma frekansı ile son konuşmasını takiben irtifasını azaltır ve Estonya’ya doğru döner. Bu esnada uçaktaki tüm haberleşme ekipmanlarını kapatır.
Finlandiya hava trafik kontrol radarında en son Helsinki’ nin 30 kilometre doğusunda yer alan Sipoo kenti üzerinde görünür. Uçağın radardan kaybolduğunu farkeden Hava trafik kontrolörü hemen kurtarma çalışmalarını başlatır ve Fin Sınır Birliklerine haber verir. Sipoo kentinin yakınlarında deniz üzerinde bir yağ birikintisi bulan Fin Sınır muhafızları Rust’ın uçağının düştüğüne ve kaybolduğuna kanaat getirir.
ONU DÜŞTÜ ZANNETTİLER!
Bu sırada o zamanlarda Sovyetler Birliğinin bir üyesi olan Komunist Estonya üzerinde alçak irtifadan uçan Rust, uçağının yönünü Moskova’ya çevirir.
Aslına bakılırsa Estonya’ nın kuzey kıyıları üzerinde uçtuğu süre dahilinde birkaç kez hava savunma radarları ve üç SAM füze bataryası tarafından tespit edilen Rust’ ın uçağını herhangi bir saldırı yapılmaz. Bunun sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte Rus Hava Kuvvetlerinde bir yetki karmaşası sebebi ile herhangi bir şey yapılmadığı söylenmektedir.
Son olarak Moskova’nın 800 kilometre kuzeybatısında bulunan Gdov kenti yakınlarında hava savunma radarlarına yakalanan Rust için iki Rus jet önleme uçağı(Su-15) gönderilir. Önleme uçakları uçağı tespit ederler ve Yakovlev Yak 12’ ye benzettikleri uçağa müdahele izni isterler. Fakat yine anlaşılamayan bir sebepten dolayı bu izin verilmez. Son olarak Rus Hava Savunma radarlarında göründüğü yer olan Staraya Russa kasabası ise Moskova’ nın 500 kilometre kuzeydoğusunda yer almaktadır.
TAŞLAR YERİNDEN OYNADI
Sonunu zaten biliyoruz. Rust dünyanın hava savunma açısından en iyi korunan hava sahasını alçak irifadan uçarak geçer ve şaşkın Rus halkının gözlerinin önünde Rusların en önemli sembollerinden birisi olan Kızıl meydana inişini gerçekleştirir. Rus devleti için bir utanç kaynağı haline gelen bu girişim yüzünden Savunma Bakanı istifa eder ve Hava Kuvvetlerinin üst düzey kadrosu istifaya zorlanır.
Rust’ ın olağanüstü inişi sonrasında Sovyet Hükümetinde taşlar yerinden oynar ve Sovyetler Birliğinin yıkılmasına kadar devam edecek süreç başlar.
Bu olayı ve bu olayın meydana gelmesine sebep olanları alaya alan Rus vatandaşları ise gayet nüktedan bir şekilde Kızıl Meydan’a , iki terminale sahip ve Moskova’ nın ana havaalanı olan Sheremetyevo havaalanını anımsatacak şekilde ‘’ Sheremetyevo 3’’ adını takarlar.
SONRA NE OLDU?
Mathias Rust’a ne olduğunu merak edenler için ekleyelim. Mathias Rust Rus hava sahasını izinsiz işgal ettiği ve sınırdan izinsiz bir şekilde geçtiği için hapse atılır. Fakat 1988 yılında Rus ve Amerikan hükümetleri arasında imzalanan Orta Menzilli Stratejik Silahların sınırlandırılması anlaşması sırasında, Rusların bir iyi niyet gösterisi olarak serbest bırakılır.
Bu işten ençok faydayı ise Gorbaçov görür. En güçlü rakiplerini bu sayede elimine eder ve Sovyetler Birliğinin yıkılmasına sebep olacak ‘’Glastnost’’ ve ‘’Perestroyka’’ politikaları amacına ulaşır.
Nedense Mathias Rust’un uçuşunun Gorbaçov’ un güçlenmesini ve dolayısıyla Sovyetler Birliğinin yıkılmasını sağlamak için Amerikalılar tarafından tezgahlandığını düşünürüm. (Bkz; İNSANLI VE İNSANSIZ UÇAKLARIN GELECEKTEKİ BİRLİKTELİĞİ VE F-35)
Dünyanın en meşhur Cessna 172’ si olan Mathias Rust’ un uçağına neler olduğuna gelince; önce Munich’ de faaliyet gösteren bir kozmetik firması reklamlarında kullanmak üzere Rus gümrüğünden satın alır, fakat Ruslarla iyi geçinmek isteyen Alman hükümeti uçağın Almanya’ da uçmasına izin vermez. Bunun üzerine uçak Japonya’ ya satılır ve yaklaşık 15 sene Utsunomiya şehir parkında sergilenir. 2008 yılında ise Alman Teknik Müzesi( Deutsche Technic Museum) tarafından satın alınır ve müzenin girişine yerleştirilir.
Kaynak: Kokpit Aero / Tufan SEVİNÇEL