THAAD Hava Savunma Sistemi

ABD ORDUSU HAVA VE FÜZE SAVUNMA ALT YAPISINA VE THAAD HAVA SAVUNMA SİSTEMİNE ÖZET BİR BAKIŞ

Yeri gelmişken ABD hava ve füze savunma sisteminin hangi kademlerden oluşacağını da irtifa sınırına göre alçaktan yükseğe ve hava/füze savunma karışık bir şekilde özetleyip geçmek istiyorum;

THAAD abd
THAAD Hava Savunma Sistemi
  • Hava kuvvetlerinin avcı uçakları ve çeşitli yardımcı sınıf uçaklarla yaptığı önleme görevinin yanı sıra,
  • Çeşitli CIWS topları sistemleri ve uçaksavar topları.(Kara ve deniz konuşlu)
  • Stinger ve diğer çok alçak irtifa MANPAD tarzı füzeler. (Omuzdan atılan veya çeşitli araçlar üzerine monteli)
  • AIM-120 AMRAAM aktif radar güdümlü hava-hava füzesinin çeşitli kombinasyonlarla kara konuşlu hale getirilmesi.
  • RAM ısı güdümlü füzeleri ile Sea Sparrow-ESSM yarı aktif radar güdümlü hava savunma füzesi ve diğer başka çeşit gemi konuşlu radar güdümlü orta menzilli hava savunma füzelerinin gemi konuşlu olarak kademelendirilmesi.
  • Patriot PAC-2,PAC-3, PAC-3 MSE gibi çeşitli versiyonları ile orta irtifa hava ve füze savunma ağı
  • THAAD ve kara konuşlu AEGIS-Ashore’nin SM-3 bataryaları
  • Gemilerdeki SM-2 ve SM-6 hava / füze savunma sisteminin yanında daha çok balistik füze savunması için konuşlu SM-3 füzeleri
  • GMD Yer konuşlu füze savunma sistemini oluşturan silo tabanlı çok yüksek irtifa füze savunma sisteminin GBI füzeleri.

THAAD HAVA SAVUNMA SİSTEMİ’NİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ VE BİLEŞENLERİ

THAAD
THAAD Hava Savunma Sistemi

400 km çapında bir alanı koruyan THAAD’ın en büyük avantajlarından biri, uydulardan, kara konuşlu dev erken uyarı radarlarına, denizlerde ki AEGIS gemilerinden C2BMC merkezlerine kadar tüm BMD sistemi ile iletişim ve entegrasyon içerisinde olması ve hedefe ait eşzamanlı radar görüntüsünü alabilmesi yanında diğer başka tür (Patrior gibi) bataryaları da yönetebilmesidir. (Bkz; HAVA KUVVETLERİ ARA UÇAK ALIMI YAPACAK MI?)

Ayrıca bir diğer ayırt edici özelliği de hedeflerini çok yüksek irtifada imha ettiği için KİS taşıyan savaş başlığına sahip füzelerin etkisini minimuma indirmesidir (Bu durumda kimyasal ve biyolojik başlıklar ile nükleer başlıkların ısı, ışık, şok ve radyasyon etkisi önlemiş olacaktır. Ancak nükleer başlıkların EMP etkisi konusunda net konuşamayız bunu test edebilmek için gerçekten atmosferde nükleer patlama gerçekleştirmek lazım).

Standart THAAD bataryası; her biri 8 füze taşıyan 9 adet lançer (lançer taşıyan truck’ lar), iki TOC (mobil taktik operasyon merkezi, şelter-konteynır büyüklüğünde tır dorsesinde taşınabilen), bir yer tabanlı radar (GBR – AN/TPY-2) ve missile interceptor’dan (aşağıda anlatacağım) oluşmakta.

Sistem basitçe; 1000 km teşhis mesafesi olan radar tarafından tespit edilen hedefin fırlatmadan hemen önce hedef bilgilerini füzeye yükleyerek uçuş sırasında sürekli güncellemesi ve uçuşun son safhasından ana motordan ayrılan KV denen başlığın içindeki kızılötesi arayıcı başlık sayesinde hedef füzenin rotasının tam üzerine konuşlanması sonucu kafa kafaya çarpışması ve bu sayede imha etmesi üzerine kuruludur.

THAAD, tek kademeli kuru yakıt roket motorundan güç alır. Ancak yüksek irtifada hedef ile kesişme sağlamak için thrust vectoring kullanır. Bunlar motordan çıkan gazı 360 derece yönlendiren itki yönlendirme kapakçıklarıdır ve manevra yapmaya yardımcı olur.

Booster motor tükendikten sonra KV (Kinetic / Kill Vehicles) yani kinetik çarpma aracı veya öldürme aracı stratosferin çok üzerindeki katmanlarda bir nevi uzay ortamında hedef kovalar. 150 km’ye kadar irtifa sınırı olan THAAD füzesi ekso-atmosferik ortamda manevra yapabilmek için Boeing tarafından geliştirilmiş likit DACS (Yönlendirme ve İrtifa Kontrol Sistemi) kullanır.

Hedef olan balistik füzenin uçuşunun son aşaması olan Terminal fazında THAAD ile balistik füzenin kesişme evresinde KV, resimde gözüken füzenin ucundaki mavi kapaklı /camlı koruma kapağının altında bulunan FPA (Focal Plane Array) adı verilmiş kızılötesi arayıcı tarafından güdülenir.

Yönlendirme ve irtifa almayı sağlayan DACS sistemi ise yine resimde kırmızı kesik çizgilerle gösterdiğim kanallardan uçuş / güdüm bilgisayarının / yazılımının karar verdiği taraflarda ve karar verdiği saniselik sürelerle sıvı yakıt ateşlemesi bir nevi küçük roketcikler gibi çalışarak KV’yi kızılötesi sensörün tespit ettiği balistik füzenin tam üzerine doğru yönlendirir.

Uzay ortamı diyebileceğimiz bu boşlukta balistik füzeyi tespit hiçte zor değildir. Çünkü THAAD radarı zaten füzenin yörüngesinin hesaplamış ve muhtemel kesişme rotasını belirlemiştir. Kızılötesi sensörün menzili içinde kalan balistik füzeden başka o derece arkasından güçlü ısı yayan ve hızlı uçan başka bir şey olmayacağı için bu başlığın tespiti zor değildir.

Ancak günümüzde yeni yeni pop-up teknolojileri gelişmektedir. Yani balistik füze fırlatıldıktan sonra yörüngenin bir aşamasında füze bir sıçrama manevrası yaparak küçük bir rota değişmesi yapar. Bu küçük değişiklik düşeceği yeri kilometrelerce değiştirdiği gibi yörüngesinde de ciddi değişikliğe sebep olur çünkü balistik füze yörüngesi parabol şeklindedir. Bu durumda füze yörüngesi ve kesişme noktasını hatta düşeceği yeri bile fırlatılmadan kısa bir süre sonra tespit eden radarlar ve diğer erken uyarı sistemleri gerçekten de aldanabilir.

Bunu neden anlattım? Sebebi şu; ABD (GBI, SM-3, THAAD), İsrail (Arrow-3) haricinde zaten çok güvenli anti-balistik sistemler dünyada mevcut değilken (ki onların dahi gerçek savaşta tatmin edici yüzdelerle görev yapacağına inanmıyorum ve benim gibi inanmayanlar çoğunlukta) yukarıda anlattığım olay ve balistik füzelerin yeniden giriş araçları RV’lerin yani harp başlığını bulunduran son kısmının Terminal aşamasında manevra kabiliyeti kazanmaya başlaması, (Çin B611M, SS-26 İskender’in yeni türleri gibi) THAAD ve benzeri (GBI, SM-3, Aster, MEADS, geliştirilmekte olan S-500) sistemlerin başarı oranlarını ciddi etkileyecektir.

Maalesef, gelecekte de balistik füzelerin, anti-balistik füzelerden birkaç adım önde olmaya devam edeceğini şimdiden söyleyebiliriz.

HARP BAŞLIĞI, KV ve EKV ARASINDAKİ FARK

THAAD
THAAD Hava Savunma Sistemi

THAAD’a dönmeden bir hususa daha dikkatinizi çekmek istiyorum. O da Harp Başlığı, KV ve EKV arasındaki farka. THAAD’ın KV’si 200 km menzil ve 150 km irtifa sınırı içinde hedefi doğrudan çarpma ile yok eder. Yani patlayıcı içeren bir savaş başlığı yoktur.

EKV’ler ise; Exoatmospheric Kill Vehicle, Ekso-atmosferik Öldürme Aracı’dır. Harp başlığı taşımayan anti-balistik füzelerin uç kısmında taşınan hedef balistik füzeyi imha eden araçtır. Thruster’ler sayesinde 360 derece manevra kabiliyeti olan ve ön kısmında büyük bir kızılötesi arayıcı başlığı olan sistem şu an itibari ile sadece GBI, SM-3 ve İsrail/ABD Arrow-3 füzelerinde bulunmaktadır. Rusların yeni geliştirdiği S-500’de de olacağı söylense de KV’mi, EKV’mi olacağı konusunda henüz doğrulanmış bilgimiz bulunmamaktadır. Yani EKV, KV’den çok daha büyük, hızlı, manevra kabiliyeti fazla daha büyük arayıcı başlık bulundurur.

THAAD’IN TEKNİK VERİLERİ;

Uzunluk: 6.17 m, (20 ft, 3 inç)

Çap: 34 cm (13.4 inç), KV: 37 cm (14,5 inç)

Ağırlık: 900 kg, (2000 lb)

Hız: 2800 m / s, (9200 fps), 9+ Mach İrtifa sınırı: 150 km, (93 mil)

Menzil: 200 km, (125 mil)

Harp Başlığı: Yok. Yerine KV var. (Hit-to-kill)

Motor: Pratt & Whitney katı yakıt roket motoru

(Birçok kaynakta hatta üç beş haber ajansından biri olan Reuters’ta dahi hız, irtifa bilgileri vb. yanlış verilmektedir. Sizi yanıltmasın.)

GÜDÜM SİSTEMİ

Veri bağlantısı ve son aşamada kızılötesi arayıcı başlık yönlendirmesi şeklindedir. BAE Systems tarafından geliştirilen kızılötesi arayıcı başlık, 3 ila 5 mikron dalga boyu bandında çalışan odak düzlem dizisine bakan bir indiyum antimonidi (InSb) ‘dir.

Booster bölümün ön ucundaki ara kademeye bir ayırma motoru monte edilmiştir. Ayırma motoru, kinetik öldürme aracının (KV) ve harcanan (yakıtı biten) itme motorunun ayrılmasına yardımcı olur.

Uç kısmında KV’yi koruyan iki kapaklı koruma örtüsü diyebileceğimiz metal kapaklar darbe öncesi KV’den ayrılır. KV, hedef durdurma noktasına doğru manevra yapmak için Pratt & Whitney Rocketdyne tarafından geliştirilen, sıvı yakıtlı bir yönlendirme ve tutum kontrol sistemi (DACS) ile donatılmıştır. KV ayrıldığında uzay ortamında hedef aramaya başlar.

THAAD
THAAD Hava Savunma Sistemi

BİLEŞENLER

THAAD bataryası dört ana bileşenden oluşur: Lançer, Interceptor, radar ve iki atış kontrol birimi.

1-LANÇER

Truck / Tır dorsesi üzerinde 8 adet füze hızla ateşlenebilir ve yeniden yüklenebilir şekilde yerleştirilmiştir. Yeniden yükleme 30 dakika sürer. Standart bataryada 9 lançer/araç vardır.

2-MISSILE INTERCEPTOR

THAAD bataryası, atış kontrol ünitesine bağlayan bir nevi bataryanın iletişim omurgasıdır. Tüm bileşenleri ile birlikte THAAD bataryasını diğer THAAD haricindeki dost komuta-kontrol ve BMD öğelerine bağlar (Yani daha önce anlattığım Arrow ve MEADS sistemindeki diğer BMD sistemleri ile entegrasyon özelliği bu füze sisteminde de var).

ABD kaynaklı / ortaklı bu sistemlerin hepsinin ortak özelliğine dikkat ettiniz mi? THAAD sistemi, hedefleri diğer savunma sistemlerine “devredebilir” ve hedefleri diğer silahlara yönlendirebilir. THAAD, diğer ABD veya müttefik hava savunma veri bilgi ağlarına, savaş yönetim sistemlerine ve komuta-kontrol ve iletişim merkezine arayüz yapabilir. (Bkz; GEZGİN SEYİR FÜZESİ PROJESİ)

Diğer bölgesel Savunma sistemleri örneğin Patriot gibi, hedefin uçuşunun son aşamasında yere oldukça yaklaşmışken müdahale ederken THAAD bunu yüksek irtifada yapar ve 1000 ile 3000 km arası menzilli balistik füzeleri atmosferin içinde veya dışında imha eder. Yani THAAD, SRBM ve MRBM’lere karşı etkilidir.

THAAD, AEGIS, uydular (STSS), ve diğer sensörleri entegre olabilir ve Patriot bataryalarının komuta-kontrol ve savaş yönetim ve iletişim merkezleri C2BMC’ler ile eş zamanlı, entegre çalışarak kademeli füze savunma şemsiyesinin bir üst katmanda ki bir parçası olarak görev yapabilir.

3-RADAR

AN/TPY-2, X-Band erken uyarı ve güdüm radarı…

4-ATIŞ KONTROL BİRİMİ-TOC

Her THAAD bataryasının iki taktik operasyon merkezi (TOC) vardır. Tüm buradan idare edilir.

AN/TPY-2 THAAD RADARI

AN / TPY-2 radarı, X bandında çalışan ve 25.344 katı hal mikrodalga gönderme ve alma modülü içeren, 9.2m² açıklıklı tam saha görüş fenili dizi kullanır. Radar, 1.000 km’ye kadar olan mesafelerde füze tehditleri teşhis etme kabiliyetine sahiptir (Teşhis olmasa da tespit menzili 1300 km ‘dir. Aynı şey uçaklar içinde sadece tespit olarak 2000 km’yi bulur).

8-10,5 GHz arası frekansta çalışır ve 2-3,5 cm düzeyinde çözümleme yapar. 120 derecelik görüş açısı ile yerleştirilebilen radar sabit radardır (statik anten) ancak mobil bir taşıyıcı üzerinde olduğundan istendiği zaman yön değiştirilebilir (Yani Malatya radarı şu an İran’a dönük ise şayet, yarın Rusya’ya döndürülebilir).Dikey tarama açısı ise 85 derecedir. (Bkz; BAYKAR’IN İNSANSIZ SAVAŞ UÇAĞI PROJESİ BAYRAKTAR MİUS)

Bu radar Faz Dizini (Phased Array) antene sahip olup, 72 adet yarı iletken teknolojisine sahip gönderici-alıcı modülünde, galyum nitrürden yapılmış yani GaN teknolojisine sahip X-band’dır. Toplam anten alanı 9,2 m²’dir. Anten çıkış gücü 150 kw ve zemin tabanlı bu radar ve üniteleri C-130 kargo uçağı ile taşınabilir.

Radarın dört fonksiyonu vardır, RCS’ye (Radar kesit alanı) göre menzillerini aşağıda vermek istedim. (Ancak sadece fikir vermesi açısından, bilgiler herhangi bir askeri kaynaktan veya Raytheon firmasından değil web ortamından derlenmiş olup küçük hata payları olabilir). Ayrıca radarın menzili birçok çevresel ve iç faktöre yani duruşu açısı gibi etkenlere göre değişir.

1-Arama (search): Arama menzili füze, uçak gibi büyük hedefler için RCS=1 m² için 2000 km.

2-Tespit (acquisition): Konik savaş başlıkları (RV) için RCS=0,1 m² için 1300 km, RCS=0,01 m² için 700 km’ dir.

3-İzleme (tracking): RCS=0,1m² için 730 km’ dir.

4-Ayrıştırma/tanımlama (discrimination). RCS=0,01 m² için 490 km’ dir.

Böylelikle bu radardan Malayta-Kürecik’te de olduğu için radarı çevrildiği yöne göre Güney Rusya ile tüm batı İran’da ki füze ve uçakları arama, hedef tespit ve izleme yeteneğine sahiptir diyebiliriz. Rusya’nın bu radara ve EPAA’ya cevabının tüm bölgeyi özellikle Kuzey Avrupa’yı İskender füzeleri ile donatmak olduğunu daha önceleri yazmıştım. Kısaca İskender balistik füzesi; İskender-M=500 km, E=280 km (ihraç versiyon Ermenistan’da olan), K=2.000 km (seyir füzesi).

Bugün Güney Kore’ye yerleştirilen veya yerleştirilmekte olanda dâhil hariç dünya üzerinde 9 tane TPY-2 vardır. Bunların Forward-Based modunda çalışanları yani balistik füzeleri fırlatma anında yükselme fazını bitirmeden, tepe noktasına gelmeden yani boost aşamasında tespit etmek üzere kurulmuş olan modda çalışan 6 tanedir. Bunlar; Havai, Kürecik-Türkiye, Karen Dağı-İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Japonya’dadır. Muhtemelen Güney Kore’ye yerleştirilecek olan da bu modda olacak.

Terminal fazında yani dalışa geçmiş başlıkları tespit etmek üzere Terminal Mod’ da çalışanlar ise 3 tane; ABD anakarası güneyinde, Pasifik’te ki Guam adası ve Japonya’ya geçen sene kurulan ikincisi de muhtemelen bu modda çalışmakta.

THAAD-ER

Lockheed Martin, daha önceki aylarda iki bölüm olarak anlattığım Hipersonik kayma araçları-HGV’leri durdurabilmek için THAAD yeni bir versiyonu THAAD-ER adı ile geliştirilmekte. Muhtemel bir booster motor ilavesi ile artırılmış menzil ve manevra yeteneğini artıracak ilaveler yapılarak daha uzun havada kalış ve irtifa amaçlanarak HGV önlemesi yapması planlanıyormuş. Yani THAAD’ın gelecekteki hedefleri içine Çinli WU-14 ve Rus YU-71/74’ de girmiş olacak. Rusların sürekli S-500, HGV’de vurabilecek söylemlerinin sebebini THAAD-ER’i duyduktan sonra daha iyi anlıyorum. (Bkz; AKBABA ANTİ-RADYASYON FÜZESİ)

Başka bir anti-balistik füze sistemini anlatacağımız 26.bölümde görüşmek üzere hoşcakalın.

THAAD-ER hakkında video;  https://www.youtube.com/watch?v=ZpZSFM2Hc5c

Kaynak: Kokpit Aero / Hakan Kılıç

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir