Cumhuriyetin ilk dönemlerinde, Atatürk’ün vizyonu ve başta Nuri Demirağ ile Vecihi Hürkuş gibi isimlerin gayretleri sayesinde, havacılık sektöründe çok ciddi ilerlemeler kaydedildi. Ancak bu ilerlemeler, Atatürk’ün vefatından sonraki süreçte sürdürülemedi ve Türkiye zamanla bu sektörün gerisinde kaldı.
Ancak 2010’lu yıllara gelindiğinde yerli yolcu uçağı projeleri tekrar kamuoyunda yer edinmeye başladı. Türkiye’nin “%100 yerli ve milli yolcu uçağı” üreteceğine dair bir çok açıklama ve haber yapıldı. Üretilecek olası bir bölgesel yolcu uçağının yüzde yüz yerli olması sektör koşullarında biraz zor olsa da yerli bir yolcu uçağının üretilme fikri o kadarda saçma değildi. (Bkz; Yerli AWACS için Fizibilete Çalışmaları Başladı)
2010’lu yıllarda yerli yolcu uçağı için iki kez adım atıldı. 2010 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii‘ni (TUSAŞ) görevlendirerek yerli yolcu uçağı projesi için çalışmaların başlamasını sağladı. 2015 yılına gelindiğinde ise TRJET projesi için çalışmalara başlanıldı.
Yöneticileri Türk olan (Fatih Özmen ve Eren Özmen) ABD’li Sierra Nevada Corporation firmasının ve o dönemki adı ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın (SSM) işbirliği ile hayata geçmesi planlanan proje, ilk kez 27 Mayıs 2015’de dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından duyurulmuştu.
Ancak söz konusu iki proje de hayata geçemedi. Geçtiğimiz yıllarda Brezilyalı havacılık devi Embraer ile TUSAŞ’ın ön anlaşma imzaladığının açıklanması ise yerli yolcu uçağı konusunu bir kez daha gündeme getirdi.
Contents
TAI/TUSAŞ’ın Yerli Yolcu Uçağı Projesi
İlk kez 2010’lu yılların başlarında gündeme gelen yerli yolcu uçağı projesi, söz konusu dönemin bölgesel yolcu uçağı pazarındaki ihtiyaçlar göz önüne alınarak başlatılmıştı. Uçağın 2023 yılına kadar üretilmesi planlananmaktaydı.
Dönemin Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım, 7 Aralık 2012’de yaptığı bir açıklamada, bölgesel pazara hitap edecek olan milli yolcu uçağının 120 koltuklu olacağını belirtmişti.
TUSAŞ proje kapsamında üretilecek olan uçakların 1000 km’lik bir menzile sahip olmasını planlıyordu. Ancak proje sessiz sedasız bir şekilde rafa kalktı. Bu projenin hayata geçmemesindeki en temel nedenlerin başında muhtemelen SNC firması ile yapılan ortaklık ve birtakım ticari kaygılar yatıyordu.
TRJET Projesi
Savunma Sanayi Müsteşarlığı (günümüzdeki ismi ile Savunma Sanayii Başkanlığı) ve ABD’li Sierra Nevada Corporation (SNC) işbirliği ile başlayan TRJET Projesi kapsamında, Türkiye’de tam anlamı ile milli olmayan ancak yerlilik oranı sektör şartlarına göre yüksek yolcu uçaklarının üretilmesi planlanmaktaydı. (Bkz; Muharip İnsansız Uçak Sistemi)
Ankara’da üretilecek olan uçaklar sayesinde havacılık ekosistemimiz daha da büyüyecek, havacılık alanında parça üretimi yapan şirketlerin ve kobilerin sayısı artacak, halihazırda Boeing ve Airbus gibi şirketlere parça tedarik eden şirketlerimiz için ise yeni kapılar açılacaktı.
Dornier 328’lerin modernize edilmiş varyantı olacak olan TRJ-328’lerin turboprop ve turbofan motorlu iki modeli üretilecekti. Daha sonraki süreçte ise sıfırdan tasarlanan TRJ-628’lerin turbofan ve turboprop motorlu varyantlarının piyasaya sürülmesi planlanıyordu. Ancak proje SNC firması ile yaşanan birtakım anlaşmazlıklar nedeni ile hayata geçmedi. SNC firmasının Alman hükümeti ile anlaşması üzerine Dornier 328 uçaklarının modernize edilmiş varyantları Almanya’da üretilecek.
TUSAŞ ve Embraer Ön Anlaşma İmzaladı
Geçtiğimiz yıl Nedim Şener ve Hakan Çelik’in sorularını yanıtlayan TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, Brezilyalı havacılık devi Embraer ile bölgesel bir yolcu uçağı üretmek üzere ön anlaşmaya vardıklarını açıkladı. (Bkz; Northrop Grumman X-47B)
Daha önce birçok ülkeye sayısız ürününü ihraç etmeyi başaran Embraer’in pervaneli uçak pazarına, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ile yapılacak bir ortaklık ile geri dönmesi Türkiye’den ve Brezilya’dan gelecek olan siparişler sayesinde ticari kaygıları önemli ölçüde ortadan kaldırabilir ve pazardaki boşluğu doldurarak önemli ihracatların yapılabilmesini sağlayabilir.