Hava savaşlarında baskın basanındır

Hava Savaşlarına Dair Farklı Gerçekler:

Bölüm 1 – Hava Savaşlarında Baskın Basanındır.

Uzun zamandır yazmak istediğim bir yazı dizisinin ilk bölümü ile karşınızdayım. Şunu alıyorum ki bu alanlarla ilgilenen her insan, hava kuvvetlerini sayısal olarak kıyaslamayı çok seviyor.

Uçak tipleri, silahları, hava alanları, ülke geneline hava kuvvetlerinin dağılımı, hava savunma imkân ve kabiliyetleri, vb. hususlarda konuşmak da kafa yormak da çok zevkli. Tamam tamam kabul ediyorum, bende bunlardan büyük bir zevk alıyorum. Ama gelin birlikte işin farklı boyutlarını da, mümkün olduğunca bu zevki sürdürerek ele almaya başlayalım.

Şimdi hava savaşları için iki farklı hayali ülke ve hava kuvvetleri oluşturalım. T ülkesi 200 F-16 ve 40 modernize edilmiş F- 4E uçağına sahip olsun. Y ülkesi ise 160 F-16 ve 40 adet Mirage 2000 uçağına sahip olsun. Her iki ülke de Hava Gücünü topraklarının deriliğinde saklama ve dağıtma imkanına sahip olsun.

Hava savaşlarında baskın basanındır
Hava Savaşları Temsili Görsel

Fakat T ülkesi için daha yüksek ve yalnızca Y ülkesinden değil çok daha çeşitli tehdit algıları var olurken, Y ülkesinin T dışında tehdit algıları açısından daha rahat olduğunu var sayalım.

Pilot sayısı, HH mühimmat sayısı ve birçok açıdan T hava kuvvetlerinin zaaf içinde olması, fakat erken ihbar, yakıt ikmal ve başka birçok açıdan güç çarpanları avantajına sahip olması, hava savunma kabiliyeti olarak oldukça eksik kalması gibi hususları şimdilik denklem dışı bırakalım. Gelin bu iki hayali hava kuvvetleri arasındaki hava savaşları için bir senaryo yazmaya başlayalım. 

HATIRLATMAKTA FAYDA VAR

Öncelikle bir normal referans tabanı oluşturalım bu kıyaslama için isterseniz. Tip ve modelde oldukça etkilenir olsa da bu hususu göz ardı ederek şöyle bir yüzdelik seri hazırlayalım.

Bir hava gücündeki uçakların %70’i uçabilir durumda bulunsun ve kalan %30’luk dilim ise daima motor, avyonik, vs. büyük ve küçük bakımlarla ve modernizasyon hizmetleriyle meşgul olsun. %10’luk bir dilim günlük faaliyetler için farklı yüklerle yada boş olarak sürekli havada bulunuyor var sayalım.

Aslında bu varsayım bir günün saatlerine yayıldığı için çok daha küçük bir miktara tekabül eder amma velakin bunu göz ardı edelim. %10’luk bir başka dilim ise daima acil durumlar pilotlarıyla birlikte için yerde uçmaya hazır bekletiliyor olsun. Hani meşhur “scramble” durumu yani bir nevi hazır nöbette bulunma.

Kalan %50’lik miktar ise uçuşa hazırlanmak için 4 ila 16 saat arası bir süreye ihtiyaç duysun. Bu açıdan bakıldığında T ülkesi normal şartlar altında 240 adetlik hava gücünün 72 adedini bakımda ve gayri faal, 24 adedini havada, 24 adedini nöbette, 120 adedini ise ertesi gün içinde kesinlikle uçacak biçimde düzenleyebilir.

Y ülkesi içinse bu rakamlar sırasıyla: 60, 20, 20, 100 şeklindedir. Görünüşte denk bir kuvvet gibi algılanabilirler. (Bkz; TÜRKİYE’NİN ARA UÇAK İHTİYACI | HAVA KUVVETLERİ ARA UÇAK ALIMI YAPACAK MI?)

Hava Savaşları Temsili Görsel

HAVA SAVAŞLARINDA SÜRPRİZ FAKTÖRÜ

Öyleyse gelin bu denklemi “sürpriz faktörü” ile bozmaya başlayalım. T ülkesi farkında değil ama Y ülkesi T ülkesine saldırmaya önceden karar vermiş olsun. Öncelikle sürekli bakımdaki uçaklarının yüzdesini düşürmeye çalışacaktır.

İyi bir planlama ile bakımdaki uçak sayısını %10 rakamına indirir ise 40 adet ilave olarak kullanılabilecek uçak kazanır. Ertesi gün uçuşa hazırlanabilecek tayyarelerini gerekli kontrollerden geçirip scramble durumu tayyarelerinin hazırlığına çekerse aynı anda kaldırabileceği uçak sayısı 120 adet olacaktır. 20 adet ise zaten havadadır ve bunların mühimmat yüklerini de istediği gibi ayarlayabilir.

Bu sayede sürpriz bir saldırı durumunda Y ülkesi savaşa 180 adet tayyare sokabilirken, T ülkesinin savaşa ancak 48 ve şans faktörü ilavesiyle 72 tayyare sokacağını var sayabiliriz. Bu Y ülkesinin T’ye nazaran 2,5 katı hava sayısal üstünlüğüne sahip olacağını göstermektedir. Bu gerçekten çok önemli ve anlamlı fark yaratabilecek bir üstünlüktür. 

İki tarafın tüm uçaklarını sadece ve sadece Hava-Hava savaşları için kullandığını düşünelim. Normal şartlar dâhilinde iki taraf denk kuvvetlerle karşı karşıya gelse, iki taraf da denk sayıda kayba uğrar. Fakat 2,5 oranındaki bir sayısal üstünlük ile, 2,5 gibi düzlemsel değil değil 5,0 gibi aritmetik artan bir zarar katsayısı ortaya çıkacaktır. Yani 180 Y uçağı bu harekâtta yaklaşık 10 uçak kaybeder ise, 72 adet T uçağının kaybı yaklaşık 50 adet olacaktır. 

Ayrıca her iki taraf için de geçerli olan evrensel bir gerçek vardır. Düşman uçaklarını havalanmadan yerde iken vurmak çok daha kolaydır. Bu nedenle 10 adet kayıpla 180 iken 170 adede düşen Y hava kuvvetleri tüm gayretini yerdeki düşman uçaklarını vurmak yada pistlerini tahrip etmek yönünde kullanır.

Bu gibi bir durumda düşmanın yerde olması hasebi ile saldıran kuvvetlere yönelik avantaj 5,0 rakamının da üzerine çıkar. Fakat biz yine de gelin bunu oldukça mütevazi tutalım. Saldıran kuvvet yerdeki kuvvetlerin yalnızca 1/3 oranını imha etme imkânına ulaşsın.

Hatta büyük bakımdaki uçak rakamları da bunun dışında kalsın diyelim.

Bu sayede Y kuvvetleri T’nin yerde yakaladığı 96 tayyarenin 32 adedini imha etmeyi başarırlar. Savaş durumu özellikle havada cereyan ediyor ise maksimum hız ve minimum merhamet gerektirir. Üstünlüğü sağlayan Y kuvvetlerinin elbette T kuvvetleri üzerinde baskısını gevşetmesi düşünülemez.

Fakat gelin her hava savaş dalgasını rahat rahat düşünelim. Hatta baskına, kayba uğrayan ve panikleyen T hava gücünün yalnızca %25’lik bir oranda (ki bu T lehine aşırı iyimser bir rakamdır) etkilendiğini var sayalım. 

Hava savaşından ve yerde yakalanmaktan kurtulan tüm müsait uçakların savaşa sunulabileceği bir denklem düşünelim. Y hava kuvvetleri bir sonraki hava harp dalgasına 170 tayyare ile katılabilecek iken, T kuvvetleri (22 adet hava savaşında kurtulan ve 64 adet yer baskınından kurtulan toplam 86 adet) 64 adet tayyareyi 2. Hava harbi dalgasına sokabilecektir. (Bkz; GELECEKTE HAVA MUHAREBELERİ | SENSÖRLER, AĞ MERKEZLİ HARP, DURUMSAL FARKINDALIK …)

Gördüğünüz üzere artık yerde her hangi bir tayyare olmasa da durum, T hava kuvvetlerinin hızla eriyip yok olmasına giden bir sürecin işareti olarak algılanabilir. Fazla tek taraflı bakmayınız. Eğer T hava kuvvetleri saldırmaya karar verirse ve bunu Y üzerinde sürpriz unsuru olarak tutmayı da başarabilirse, aynı avantajlara sayısal üstünlüğünün etkisiyle de daha fazla sahip olmayı başaracaktır.

Dikkat ederseniz burada hava savunma sistemleri dahil ve başta olmak üzere birçok ilave faktörleri hiç denkleme katmadık. Çünkü bunlar diğer yazılarımızın konusunu oluşturacak. Sadece hava kuvvetleri arasındaki bir düello düzenini, gerçek şartlara göre ve sadece sayısal olarak canlandırmaya çalıştık. Son derece somut bir sonuca ulaştığımız kanaatindeyim. Baskın basanındır. Hava savaşlarında ilk vuran, sert vuran, düşmana hissettirmeden vuran kazanır.

Peki ya T kuvvetleri Y’nin bir şey üzerinde uğraştığını sezer ise… Elbette izleyeceği yöntemleri ilk aşamada benzer olarak ele alabiliriz. Bakımdaki uçak sayısını mümkün olduğunca düşürmek isteyecektir. %30’luk rakamı bir süre için %10’a düşürmesi gayet mantıklı bir yaklaşım olacaktır. Yerdeki tayyarelerin harbe hazırlık oranını maksimum ölçüde yükseltecektir.

Hava Savaşları Temsili Görsel

Havadaki tayyarelerini ise savaş yükü ile ve hazır durumda uçurmayı tercih edecektir. İstihbarat unsurlarına da ağırlık verir ise büyük ihtimalle düşmanla denk ve belki de üstün kuvvetlerle onu gökyüzünde karşılayabilir. 

Peki T kuvvetlerinin başka yol ve yöntemleri olamaz mı? Kesinlikle olacaktır. Mesela Hava kuvetlerini biraz daha geri üslere çekip, yedek üs ve meydanlara dağıtıp, düşmanı kendi hava sahasında kabul etmeyi tercih edebilir. Böylesine bir durumda ciddi bir yakıt, havada kalma süresi ve avantaj elde etmiş olacak ama bunun karşılığında bir miktar yan hasara da davetiye çıkarmayı göze alacaktır.

Başka?

Mesela eldeki deniz kuvvetleri platformlarından kaynaklanan hava savunma yeteneklerini belirli cepler üstünde daha rahat hareket etmek için konuşlandırabilir. Böylece deniz güçlerinin alan hakimiyetinden geçerek daha rahat karşı saldırı ve planlamalar yapabilir. Yani her iki taraf için de ilave yol ve yöntemler bulunması gayet mantıklıdır.

Hava Savaşları Temsili Görsel

Her iki tarafın da düşmanını kendine avantaj sağlayabilecek alanlara çekmeyi istemesi gayet doğaldır. Dolayısıyla gördüğünüz üzereolası hava savaşlarında hava kuvvetlerinin harbe hazırlık oranının arttırılması ve sürpriz faktörünün de başarılması ancak birbirini tamamlar olduğu zaman bir tarafın çok ciddi bir avantaj sağlamasına sebebiyet verebilir. 

Benzeri gerçeklikler ve kıyaslamalar İsrail, Rusya, Mısır vs.vs. dahil bir çok hava kuvvetleri için de kaleme alınabilir. Zaten bunun en güzel örneklerini gerek başarı gerekse başarısızlıklarla, 20. Yüzyıl Arap-İsrail savaşlarında görmekteyiz. Farklı faktör ve denklemlerle bu yazı dizisini devam ettirmek umudundayım. Bu nedenle yorum, eleştiri ve önerilerinizi dikkatle takip edeceğim. Saygılarımla. (Bkz; AERODİNAMİK UZMANI İLE SAVUNMA SANAYİİ VE HAVACILIK ÜZERİNE SÖYLEŞİ)

Aybars Meriç (Hava Savaşları)

Kıdemli Güvenlik ve Savunma Danışmanı / Lightning-HiTec

Kaynak: www.kokpit.aero

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir